ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Genel Kurul Konumalar > Toprak Koruma ve Arazi kullanımı kanunu hakkında konuşması
19.03.2008

Toprak Koruma ve Arazi kullanımı (Madde 1)

MHP GRUBU ADINA YILMAZ TANKUT (Adana) –

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 111 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesiyle ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bugün, yine, ne yazık ki AKP İktidarının milletimizin ve toplumumuzun faydasından ziyade yabancı şirket ve onların temsilcileriyle, iktidarını borçlu olduğu bazı merkezlerin çıkarları ve taleplerini gözeten bir yasa teklifi dayatmasıyla karşı karşıya bulunmaktayız.

Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; acaba hiç merak ettiniz mi, toprak nasıl oluşmaktadır? Toprak neden bu kadar önemlidir? Toprak, dünya üzerinde hayatın devamı için gerekli temel unsurlardan hiç şüphesiz bir tanesidir. Doğal faktörlerin karşılıklı etkileşimi sonucu kayaların fiziksel ve kimyasal ayrışmaya uğraması ile toprak oluşmaktadır. Bitkilerin yetişmesi için toprağa kesin bir bağlılık söz konusudur. İnsan ve hayvanların yaşamı ise besin zincirinin bir gereği olarak, dolaylı yoldan da olsa, toprakla ilintilidir, bağlantılıdır.

Toprağın beslenme gibi yaşamsal bir aktiviteyle yakından ilişkili olması, önemini daha da artırmaktadır. Başka bir ifadeyle, diğer doğal kaynaklarla karşılaştırıldığında maddi açıdan fazla değer taşımıyormuş gibi gözüken toprak, gerçekte ülkelerin en önemli zenginlik kaynağıdır. Bu zenginliğin bilincine varmış olan ülkeler toprak kaybını önlemek ve azaltmak için toprak koruma önlemlerini almışlardır.

Toprak koruma bilincinin gelişmesinde kuşkusuz toprağın oluşum sürecinin geniş bir zaman dilimini kapsaması etken olmaktadır. Gerçekten de 10-15 santimetrekarelik bir toprak tabakasının oluşması için binlerce yıl gibi uzun bir zaman diliminin geçmesi gerekmektedir. Tarım için en az 60 santimetre toprak gerekli olduğu düşünülürse en uygun şartlar altında dahi tarım toprağının yirmi bin yılda oluştuğu ifade edilmektedir. Bu nedenle toprak kaybıyla oluşan açığın kısa sürede kapatılması da elbette ki mümkün değildir ve bu durumun etkisi oldukça geniş ve kapsamlıdır. Kaybın kısa bir süre içinde karşılanamaması, ülkelerin ekonomik yapılarına etki ederek fakirleşmelerine hatta can ve mal kayıplarının da yaşandığı büyük doğal felaketlere yol açabilmektedir. İşte, bütün bu nedenlerden dolayı yıllardan beri ülkemizde toprak koruma konusunda, yeterli olmasa da, birtakım çalışmalar yapılmış ve kanunlar çıkartılmıştır.

Şu an yürürlükte olan Toprak Koruma Kanunu 2005 yılında birçoğunuzun da içerisinde bulunduğu bu Meclis tarafından çıkartılmıştır. Dolayısıyla, eğer 2005 yılındaki bu kanunu bilerek ve anlayarak çıkartmış iseniz bu konunun da önemini biliyor olmalısınız diye düşünmekteyiz.

Değerli arkadaşlar, görüşülmekte olan bu maddede yenilenebilir enerji kaynak alanlarının kullanımıyla ilgili yatırımlardan bahsedilmektedir. Şimdi, buradan sormak istiyorum: Bu yatırımı yapacak olanlar, bu yatırımlarını illaki birinci sınıf verimli tarım arazilerine yapmak mecburiyetinde midirler? Ne yazık ki bu konuda yüz binlerce hektar tarım arazilerimizi, başta Adana ve Çukurova olmak üzere ülkemizin pek çok bölgesinde verimsiz tarım dışı alanlara sanayi ve diğer tesislerimizi yapma imkânımız mevcut iken, bütün bunlara rağmen, kaybetmiş durumdayız, yüz binlerce hektar verimli tarım arazimizi bu politikalarla kaybetmiş durumdayız. Bu yatırımları yapanlar, bu yatırımı yapan insanlarımız, verimsiz ve tarım yapılamayan alanlara bu yatırımlarını yapsalar, projelerini de buna göre yeniden düzenleseler daha iyi olmayacak mıdır? Bu tür yatırımlara izin vermek suretiyle -az önce de ifade etmeye çalıştığımız- binlerce yılda oluşan bu verimli toprakların katledilmesine vicdanınız nasıl el verecektir, gelecek nesillere nasıl cevap verebileceksiniz?

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu tasarıyı gündeme getiren sayın milletvekillerinin bu konudaki inadını anlamamız da mümkün değildir. Bu nasıl bir ilişki veya bizim bilmediğimiz gerek yurt içindeki ikili görüşmeler veya yurt dışındaki ikili görüşme iddiaları… Yasada söz konusu olan, bilerek yanlış yatırım yapmış olan şirket veya şirketlerin yaptıkları yanlışlarının örtbas edilmesi veya hatasının kanunla kapatılmak istenmesindeki iyi niyetli olmayan bu inadı bizlerin anlayabilmesi elbette ki hiç mi hiç mümkün değildir.

Öbür yandan, bu yasanın bir sonraki maddesi olan 2'nci maddedeki geçici 4'üncü maddeyle belirtilen tarihi de buradan anlayabilmiş değiliz. Bir kanun maddesinde böyle bir tarih olabilir mi değerli arkadaşlar? 11/10/2004. Neden? 1/1/2004 tarihi veyahut 1/10/2004 tarihi değil de 11/10/2004 diye bir ayın on birinci günü belirtilirse, elbette ki burada, bu kanun teklifinde bizlerin bir kasıt araması, bir iltimas araması ve bir kayırma araması gayet doğaldır.

Yine değerli arkadaşlarım, ayrıca, aynı maddede "…Bakanlığa başvuru tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde tamamlanıncaya kadar başvuru sahipleri faaliyetlerine devam eder." denmektedir. Peki -buradan yine soruyorum- buradaki iki yıl çok uzun bir zaman dilimi değil midir? Zaten bu yasadan faydalanacak firmalar, 2004 yılından önce bu yatırımı yapmış ve binalarını inşa etmiş olacağı için her türlü yapısal işlemlerin bitmiş olması gerekmemekte midir? Dolayısıyla, neden, niçin altı aylık bir zaman dilimi değil de iki yıllık bir zaman dilimi verilmektedir? Burada, bu sürenin uzun tutulması ise kasıtlı bir niyet olduğu düşüncemizi kuvvetlendirmektedir. Sanki bu yasadan faydalanacak olan işletmelerin yapısal büyüklüklerini daha da artırmaları, yani tarım arazilerini daha fazla işgal etmeleri, herhangi bir nedenle işletmesini küçük tutmuş firmalara bu işletmelerini daha da büyütüp ondan sonra başvurmaları önerilmektedir ki firmaların daha fazla verimli tarım arazisini yok etmelerinin kanuni olarak yolu ve önü açılmaktadır değerli arkadaşlarım. Öbür yandan, bu işletmelerin üzerinde bulunduğu tarım arazisi tapulu malları ise metrekaresine 5 YTL almak sanki bu yasanın asıl hazırlanış niyetini gizlemek için yapıldığı hissini uyandırmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; birçok nedenle hukuka aykırı olan bu düzenleme, çok yetersiz olan verimli tarım arazilerinin talanına kapı açan anlayışlara meşruiyet kazandırdığı için kamu menfaati, toplum çıkarlarıyla bu yasa teklifi ne yazık ki bağdaşmamaktadır. Ayrıca, bir yabancı firma adına hukuksal düzenleme olma özelliği taşıyan bu yaklaşım millî duruş ve ülkenin geleceğine de ters düşmektedir.

Dolayısıyla, değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz bu yasa teklifi milletimizin, ülkemizin, tarım sektörünün ve köylülerimizin faydasına, geleceğine, kardeşlik ve huzuruna hizmet edebilecek bir yasa teklifi kesinlikle değildir. Meclisimize getirilen bu yasa teklifi, ne yazık ki baştan sona yanlışlık, eksiklik ve haksızlıklarla doludur. İşte, bu yüzden gelecek nesillerimizin hak ve kazanımlarına ipotek koyup onların hakkını yerli ve yabancı ticari şirketler yoluyla gasbetmek istemiyorsak bu yasa teklifine "evet" demeyeceğinizi ümit ediyor ve hepinizin, yasa tasarı ve teklifleri hazırlanırken şirketlerin değil, ama yüce Türk milletinin vekilleri olacağınızı, olduğunuzu hatırlatıyor, hepinize saygılar sunuyorum.

,